Van’ın göz bebeği, taraflı tarafsız tüm herkesin ortak sevdası, doğu ve batı arasında köprü olan, Şanlı Vansporumun başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş cinsten.
Kalbimiz onun için atıyor, onunla seviniyor, onunla üzülüyoruz. Bu aidiyet duygusu olmayan kim varsa asla ve katiyen Vansporlu olamaz.
Bir zamanlar Süper Lig’de fırtınalar estiren Vanspor’un tarihi geçmişini çok iyi biliyorum. Ortak sevdamızın yaşadığı talihsiz olayları yakın tarihe bağlayarak, bu makaleyi sizler için analiz etmem hâsıl olmuştur.
Köy takımlarının olduğu 3. Lig’de adeta can çekişen takımımız kentte yaşayan Van’ın öz evladı dediğimiz İş İnsanı Servet Yenitürk, Vanspor’un Kulüp Başkanı olmasıyla beraber dönemim kıt imkânlarına rağmen siyah kırmızılı takımı 2. Lig’e çıkarma başarısı göstererek, spor tarihinde bir ilke imza atmıştı.
Maddi imkânsızlıklar yüzünden takımı bırakacağını ve çok yıpratıldığını öne süren Yenitürk, kulüp başkanlığı görevinde istifa etmişti.
Ne yazık ki, Doğu’nun Paris’i dediğimiz koca kent Van’da takıma sahip çıkacak tek bir iş insanı çıkmadı. Uzaktan klavye kahramanlığı yapanlar takıma karşı kulakları sağır, gözleri kör olmuştu. Bu durumu fırsata çeviren aslen Vanlı olup fakat hiçbir zaman şehri aidiyet duygusu olmayan sadece isim reklamı için bir grup İstanbul takımı şehre akın ettiler.
Büyük bir holding yöneten, Türkiye’nin sayılı zenginler arasında olmasına rağmen kısmi bir elitler tarafından hariç,hiç kimsenin tanımadığı Seyithan İzsiz, ultra vaatlerle Vanspor Kulüp Başkanı olmayı çok kolayca başarmıştı. Alt yapıdan, üst yapıya profesyonel bir anlayışla takımı ileriye taşıma sözü halen kulaklarımda tazeliğini koruyor. Şanlı armamızın sayesinde artık sayın başkanın ismi tüm kent gündeminde dalgalanmaya başladı. Van halkı merttir, misafirperverdir, duygusaldır. Hemen Seyithan beye sahiplendiler.
5 ileri, 3 geri derken tüm hayaller fora oldu. İstenilen hedefe varılmıştı. Kısa bir süre sonra elde ettiği şan ve şöhretle TBMM’ye Milletvekili olarak girmeyi başarmıştı.
Tüm taraftarı derinden üzen bu istifadan sonra yönetim içinden sayın Mehmet Avcı ortaya çıktı. Tabi bu hemşerimizi de kimse bilmiyor ve tanımıyor.
Takıma sahip çıkacağını ve jumbo vaatler havadan uçuşmaya başladı. Hedef 1. Lig denildi. Öncekinde olduğu gibi kadim Vanspor taraftarları Sayın Avcı’yı bağrına bastı. Birçok gelirleri olan takımda ne yazık ki istenilen başarı gelmedi. Sezon bitmeden önce, rüştünü ispatlamış hocaların ve ekstrası olan futbolcuların ismi transfer listesine alınmıştı. Sezon biter bitmez, her ne olduysa Kulüp Başkanı Mehmet Avcı, Vali takıma sahip çıkmıyor bahanesiyle istifa ederek, ardından büyük tartışmaların olmasına sebebiyet vermişti.
Kulüp kasası boş, tesislerde bir gram yiyecek yok, futbolcular şehri terk ederek, tüm hayallerimiz uçuvermişti.
Halkın içinden gelen gönüllerde müstesna bir edinen Yavuz Kuşan ve Van basının güçlü kalemlerinden Yunus Aykaç ile birlikte takıma sahip çıktılar. Olumsuz havayı pozitife çeviren Kuşan, takıma sahip çıkılmaması halinde Vanspor için elini değil, gövdesini taşın altına koyacağını beyan etmesinden sonra, bir programda bir önceki İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu ile bir fotoğraf karesinde görünen hemşerimiz Feyat Kıyak, kulüp başkanlığına talip olduğunu deklare ederek, Van’a geldi.
Başkan Kıyak gecikmeli başkan olmasını verdiği bir takım dezavantajlara rağmen ilk sezonda düşer denilen takımı önce şampiyonluk potasına sonra Play Of oynatma başarısı gösterdi. Kalıcı başarıların olması ve her şeyden önce mutlak şampiyonluğun gelmesi için kolları erken sıvamıştı. Hemen genel kurul kararı alarak, yönetim kurulu üyelerini belirledikten sonra Teknik Direktör sorunun Mustafa Sarıgül’ü getirerek çözdü. Amaç antrenörün vereceği listeye göre en iyi futbolcuların alınmasıydı. Alınan topçular, yönetim ve hoca ile birlikte tüm kamplara beraber girilmişti.
Hazırlık maçlarında alınan sonuçlar neticesinde spor yazarları tarafından eleştirilerin ilgi odağı oldu. Başkan Kıyak, instagram canlı yayında “basın yemeğe geliyor” söylemiyle kenti ikiye böldü. Bu söylem bazı nahoş olayların başlangıç sinyali gibiydi.
Lig maçlarında istenilen seri galibiyetler alınmaya başladı. Fakat bir türlü istenilen oyun oynanmamıştı. Mustafa Sarıgül teknik direktörlüğünde liderliğe demir atan Vanspor’da garip olaylar yaşanmaya başlandı. Taraftarların yüksek gerilim hattına dokunulmuştu. Yoluna tam gaz devam eden Vanspor’da şok ayrılık Mustafa Sarıgül tarafından geldi. As Başkan Erol Temel açıklamasında “Çok uğraştık ama ikna edemedik” açıklaması yapmıştı. Perde arkasını araladığımızda aldığımız duyumlara göre sayın Temel’in hocaya verdiği para sözünü tutamadığı için ayrılık yaşanmıştı. Peş peşe alınan kötü sonuçlar neticesinde Başkan Feyat Kıyak, istifa dilekçesini yönetim kuruluna vermişti. İstifası kabul edilmeyen başkan ile devam kararı alınmıştı.
Ne hikmetse acil koduyla istifalar yaşandı. Beyanda kötü sonuçlar ve başkanın vurdumduymazlı denilmişti. Ankara Demirspor mağlubiyetinde sonra Sayın Temel Kulüp Başkanlığına aday olduğunu ve parasal hiçbir sıkıntıların olmadığını beyan ederek, gerekirse sıfırdan bir takım oluşturabileceğini söyledi. Peki ama neden? Sorusu apayrı bir bir gündem.
Kıymetli okuyucularım, ligin ilk devresinin bitmesine iki maç kaldı. Mevcut başkanımız sayın Feyat Kıyak, şampiyonluğa giden yolda yol kazsı yaşadığını açıkça söyledi.Devre arasında isabetli bir hoca ve nokra transferlerle hayal edilen şampiyonluğu yakalamak için bedel ödeyeceğiz diyor. Hiçbir bahanenin arkasına sığınmak yakışmaz diyor.
Bizler de Vanspor’a gönül vermiş kentin gazetecisi ve taraftarı olarak, halis niyetlere inanmayı sürdüreceğiz. İnşallah sonu hayır olur.
İnşallah Vanspor Navspor olmaz umudundayız.
Kalın sağlıcakla…
YORUMLAR