Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ÖZEL HABER; SULU BOYA FIRÇASINDAN VAN / RÖPORTAJ

VANLI RESSAM HÜSEYİN AYÇA’NIN

VANLI RESSAM HÜSEYİN AYÇA’NIN SULU BOYA FIRÇASINDAN, VAN’IN TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİNE YANSIYAN GÜZELLİĞİ

“SULU BOYALARLA VAN”

  • HÜSEYİN AYÇA KİMDİR, SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?

1959 Van doğumluyum. 2 kız 1 erkek babasıyım. Çocukluğum Van sokaklarında her Vanlı çocuk gibi bilye oynayarak, mahalle oyunları oynayarak geçti. O zamanlar Eski Vali Sokağı’nda ikamet ederdik. Şimdilerde adı değişti tabi… İlkokulu, ortaokulu kendi mahallemizdeki okulda okudum. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim bölümü mezunuyum. Bölümün ilk mezunlarındanım. Şu an Elif Reklam diye bir firmamız var oranın işletmesini yürütüyoruz. Grafik tasarım ve reklamcılık, matbaa, ofset, billboard işlerinin tamamı bu firma aracılığıyla sağlanabiliyor.

Biraz reklam yapmış olacağım ama müsaadenizle biraz buna değinmek isterim. Elif Reklam Van’ın ilk reklamcılarındandır. 1982 yılında İstanbul’dan Van’a ilk geldiğimde klişe denen bir şey yoktu. Klişeyi Van’a ilk ben getirttim.  30-35 kişiye yakın personel yetiştirdim. Şimdilerde evini, geçimini çok iyi geçindiren öğrencilerim var. Elif Reklam dışında elbette bu işi yapan çok iyi arkadaşlar da vardı fakat bizim onlardan fakımız yenilikleri daha önce benimsememiz oldu. Örneğin; Van’daki ilk billboardları biz kurduk. 1995’li yıllarda İstanbul, Ankara gibi metropol şehirlerle eş zamanlı olarak bizlerde burada faaliyete geçirdik. Prestij gazetesi o zamanlar ilk olarak Elif Reklam bünyesinde çıktı. Ayrıca İpekyolu Halk Eğitim Merkezi bünyesinde sulu boya kursu veriyorum. Öğrencilerim genelde üniversiteden, yüksek lisans yapan kişilerden oluşuyor. Ben de sanatı gizleme yoktur. Sadece bana kalsın benim olsun dememişimdir. Kim olursa olsun bu mesleği öğretmiş, mutlaka yardımcı olmuşumdur. 6 yıl kadar öğretmenlik de yaptım özel bir okulda. Bundan 2-3 yıl önce bir dernek kurduk Kadim Geleneksel Sanatlar Derneği adı altında. Derneğimiz de Hat Sanatı, Tezhip, Ebru gibi sanatların kurslarını da veriyoruz.

  • ESERLERNİZE BAKTIĞIMIZDA YOĞUNLUK OLARAK ESKİ VAN’I REMSETMİŞSİNİZ BUNDA ESKİ VAN’A DUYULAN ÖZLEMİN PAYI VAR MIDIR?

1950- 60’lı yıllarda çekilen siyah-beyaz fotoğrafların toplamasını yapıyorum. Tabi renklendirme yok. Sulu boyayla resmederken orijinalini, aslını bozmamaya gayret gösteriyorum. O yıllarda yaşamış biri olarak zevkle çiziyorum. Yaptığım toprak evler gibi bir evde büyüdüm ben de… Birebir eski Van’ı yaşadığım için özlemle hasretle o resimleri çiziyorum. Van’ı çok seviyorum. Doğduğum, doyduğum şehir. Bu resimleri yapmayı bir vefa borcu olarak biliyorum.

  • NEDEN RESSAMLIK?

Öğrenciyken benden çok iyi olan arkadaşlarım vardı. Yarışmalara girer birincilikler alırlardı. O arkadaşlarımı çok fazla kıskanırdım hep. Sanat herhalde biraz kıskançlıkla alevleniyor. Ne mutlu bana iyi ki kıskanmışım çünkü şimdi o kıskandığım arkadaşlarıma ben ders verip yardımcı oluyorum.  Merak da çok fazla vardı ben de o da çok büyük bir etken diye düşünüyorum. En büyük etken sanata dair duyduğum hevestir.

  • RESSAM OLMANIZDAKİ EN BÜYÜK ETKEN NEDİR?

Zeki Usta’dır. Zeki Yılmaz. Enver Özkahraman da vardı. Pertev Usta da vardı ben onun ismini duydum fakat hiç görmedim kendisini. Zeki Usta ama benim dönüm noktam olmuştur. İlk fırça dokunuşlarını da ondan öğrenmişimdir hep.  Ortaokula giderken o zamanlar Kız Meslek Lisesi’nin hemen karşısında Van’ın tek reklamcısı Şen Afiş vardı. O zamanlar tabelalar fırçayla yazılırdı. Günümüzdeki gibi bilgisayar destekli makinalar yoktu. Çok iyi çizimi olan, rengi bilen, tasarımı bilen, tabelayı en iyi şekilde oran orantıyla yazan insanlar tabelacı diye adlandırılıyordu. Sonradan reklamcılık ismi kazanıldı. Her okul çıkışında Şen Afiş’in önünden geçişimde saatlerce durup orada hayran hayran çalışmalarını izlerdim. Aynı mahalledeki arkadaşlarım orada çalışmaya başladılar. Bu beni daha çok heveslendirdi. O yıllarda ailem izin vermezdi bana. İmkan da yok çok fazla kıyafet alamazdık. Bir gün demek ki farkında olmadan pantolonumu boya yapmışım. O şekilde de eve gitmişim eve gittim bir sürü fırça. Ondan sonra yasakladılar bana. Tabi yasaklar beni daha çok heveslendirdi. Hatta hiç unutmam gizli gizli boya alıp annemin çiçeklerinin yapraklarını boyamışımdır. Yeşil rengi tutturmak için bu yolu denemiştim. Bu yüzden çiçekler de çürümüştü. Rahmetli annem de her yerli Van halkı gibi çiçeklerine çok düşkündü. Bu olaylar hep benim aleyhime oldu tabi ama ben yine de pes etmedim aksine daha çok heveslendim. 1980’li yılların başlarında askerliğimi İstanbul’da yaptım. Askerliğimin orda olması bana daha çok artı kattı. Metropol şehirler de bu işler daha iyi yapılıyordu. Orada kendimi geliştirdikten sonra tekrar Van’a döndüm. Geçimimi sağlamak için dükkan açtım. O zamanlar bütün hayalim Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çalışmaktı. Sürekli hayalini kurardım benim orada olmam gerekiyor diye. Fakat ne yazık ki dönemin şartlarından olayı Üniversitede hoca olamadım.

  • RESİMLERİNİZDE SADECE SULU BOYAYI MI TERCİH EDİYORSUNUZ?

Evet. Yağlı boya, akrilik boya ya da kara kalem herkes yapabiliyor fakat sulu boyayı herkes yapamıyor ne yazık ki… Son zamanlarda biraz daha dünya genelinde ilgi arttı sulu boyaya. 100 kişi yağlı boya çalışırken bunun neredeyse yüzde beşi sulu boyayla çalışıyor. Çünkü sulu boya çok zor bir tarz ve büyük sabır isteyen bir iş. Ben de zora talip olanlardanım ve sabrım da fazladır. Sulu boyayla 25 yıl önce tanıştım. Daha önce hep yağlı boya ile çalıştım.

  • BİR ESERİ TAMAMLAMANIZ NE KADAR ZAMANINIZI ALIYOR?

Genelde 50×70 ebatlarda çalışmalar yapıyorum. Bunu da seanslar halinde yapıyoruz. Bİ seferde yapılmıyor bir eser. Yaklaşık 3 günde bitiyor.

  • ÇİZERKEN SİZİ EN ÇOK ZORLAYAN RESMİNİZ VAR MIDIR?

Van’ın Van Kalesi üzerinden genel bir kuş bakışı görüntüsü var. Ben bunu yapıp bitireceğimi hiç düşünemedim. Bu eserde o kadar çok detay var ki hemen hemen hiç birini atlamamız gerekiyor. Bu eserler bizden sonraki nesillere aktarılacak. Sanat tarihini incelediğinizde tarihi olaylar konular günümüze hep resimle gelmiş o yüzden çok katıksız özgün çalışmak lazım.

  • ESERLERE VAN HALKININ TEPKİSİ NASIL?

Genelde sağ olsunlar olumlu yönde oluyor. Özellikle sosyal medya üzerinden paylaşım yapınca il dışında yaşayan Vanlılar çok fazla ilgi duyuyorlar. Van ‘da yaşayanlardansa Van dışındaki hemşerilerimiz daha fazla ilgi duymaktalar.

  • AİLENİZDE BU İŞİ BENİMSETTİĞİNİZ KİŞİLER VAR MI?

Özellikle kızım Sümeyye’nin ilgisinin olduğunu düşünerek onun benimsemesini çok istedim. Mimarlığa yöneldi daha sonra makine mühendisi oldu. Şimdi hobi olarak küçük kardeşi ile birlikte tekrar başladılar. İnşallah ilerletirler. Ben çok isterim bu konuda ilerlemelerini.

  • RESSAM OLMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLER İÇİN NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Sanat işi gönüllülük işidir. Bir kar amacı gütmemeniz gerekmektedir. Sanatla uğraşmak körler ülkesinde ayna satmaya benzer. Bir işi çok severseniz o işi en iyi şekilde yaparsınız. Mutlaka işinizi mesleğinizi sevin. Biliyorsunuz mesela bu yıl Van’a çok fazla kar yağdı. Kimse bana kalk git Edremit’te şu sokağın fotoğraflarını çek bunları resmet demedi. İçimde bu mesleği sevme olmasaydı, memleket sevgisi olmasaydı bu işi yapmazdım. Gençlere diyorum yaptığınız işleri sevin.

  • VAN İLİ MADDİ VE MANEVİ YÖNDEN RESSAMLIK MESLEĞİ İÇİN ELVERİŞLİ Mİ?

Doğa yönünden manzara yönünden oldukça elverişli fakat diğer yönlerden maalesef elverişli değil. Örneğin; bir sanat galerimiz bile yok. Eserlerimizi sergilemek için mecburen yakın illere gitmek zorunda kalıyoruz. Sanatçılar ferdi olarak yetiştiriyorlar kendini. Van ili için sanat hep en son plana atılıyor ne yazık ki. Sanata, sanatçıya gereken önemin verildiğini düşünmüyorum. Yalnız Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız Sinan Bey’i burada özellikle belirtmek istiyorum. Ben gelip kendisiyle tanıştım sağ olsun beni kabul etti. Belediye binasında eserlerimden bir 10-15 tanesini sergilemeyi planladık. Hemen duyarlılık gösterdi. Sinan Bey gibi ilimizdeki yöneticiler de bizler gibi sanatçılara duyarlılık gösterirse, derneklerin kursların sayıları arttırılsa çocuklarımız gençlerimiz için bir uğraş olur ve saçma sapan şeylere yönelmezler.

  • ESRELERİNİZİ RESMEDERKEN GENELLİKLE FOTOĞRAF MI TERCİH EDİYORSUNUZ YOKSA GİDİP DİREK MANZARANIN KARŞISINDA OTURARAK MI ÇİZİYORSUNUZ?

Genellikle fotoğraf kullanıyorum. Bir de eski Van fotoğraflarını kullanıyorum. Eski fotoğraflarda siyah beyaz olduğu için onları sulu boya ile renklendirince çok zorlanıyorum. Tabi bunda o yılları yaşamışlığımın da etkisi var. Resimlerde gördüğünüz toprak evlerde büyüdük bizler de o dönemlerdeki mahallelerde büyüdük. Hem hafızamdaki görselleri hem de fotoğrafları birleştirerek çiziyorum.

  • ESERLERİNİZ DE SADECE MANZARA MI YER ALIYOR?

Evet. Sadece manzara fotoğraflarına yoğunlaşıyorum. Portre olarak Mehmet Akif Ersoy’u, Mustafa Kemal Atatürk’ü resmetmişimdir ama genel olarak manzara çalışıyorum. Bir an önce de bunların toplu bir şekilde bir kitap haline gelmesi gerekiyor. İnşallah yakın zamanda bunu da gerçekleştirip arşivimi oluşturacağım.

  • SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Halkımız sanatı ve sanatçıyı sevsin. Bizlerin tek isteği takdir edilmek, alkışlanmaktır. Bunun dışında hiçbir talebimiz yok. Hiçbir sanatçıyı maddiyat doyurmaz evet geçimini sağlamak zorundadır ama bu işten kar gütmeyi beklemez. Son olarak derneğimize üye olmak isteyenler ve eserlerle ilgilenmek isteyenler için adreslerimizi belirtmek istiyorum. Teşekkürler.

 

Röportaj: Şeyda DIŞARILI